Bakan Nabi Avcı, Millî Eğitim Bakanlığı 3. Grup Eğitim Kampüsleri Ön Seçimli Ulusal Mimari Proje Yarışması Ödül Töreni ve sergisine katıldı. Tören öncesinde sergi alanını gezerek projeleri tek tek inceleyen Bakan Avcı, eser sahiplerinden projelerine ilişkin bilgi aldı.
Törende konuşmasına yarışmaya katılan mimarlara teşekkür ederek başlayan Bakan Avcı, “Mimarların işinin gerçekten çok zor olduğunu, Rahmetli Turgut Cansever Hocamız ile yaptığımız sohbetlerden hatırlıyorum. Türkiye’de iki meslek grubunun işi hakikaten zor. Birinci grup mimarlar, ikinci grup da müzisyenler. Kendi alanlarında bu işin eğitimini almış, bu işin iyisini güzelini bilen insanlar olarak, günlük hayatta kendi alanlarıyla ilgili sık sık kötü örneklerle karşılaşabilme ihtimali olmasından dolayı, gösterdikleri ruhi direnç nedeniyle tebrik ediyorum” dedi.
Bakan Avcı, “Millî Eğitim Bakanlığı olarak Kampüs Okul Projesi’ni, bir yandan kendi altyapı ihtiyaçlarımızı çözecek bir gelişim olarak görüyoruz. Bir yandan da Türkiye’deki mimari kirlenmenin önüne geçecek iyi örnekleri sunması açısından da bir fırsat olarak görüyoruz. Burada ‘kampüs’ kelimesi ile ilgili uygun görürseniz küçük bir öneride bulunmak istiyorum. Kampüs sizlerin de bildiği üzere Latince kökenli bir kelime ve bildiğim kadarıyla ‘kamp’ savaştan, ordugâhtan geliyor. Kamp aslında ordugâh demek. Dolayısıyla çatışmayı da ima eden bir tarafı var. Oysa Arapçadan gelerek dilimize de yerleşmiş ve Türkçeleşmiş olan ‘mahalle’ diye de bir sözcüğümüz var. Bu nedenle ´eğitim mahallesi´ bana hiç uzak gelmiyor. Üstelik yine bildiğim kadarıyla mahalle sözcüğü; halletmek, çözmek köküyle alakalıymış. Bu işin etimolojisini bilenlerin söylediğine göre, kervanlar belli bir yerde konakladıkları zaman ya da gidecekleri yere vardıklarında; göçerler, denklerini indirip çözerlermiş ve o denklerin çözüldüğü yere mahalle denirmiş. Bu kelimenin anlamı da buradan geliyormuş. Doğrusunu; siz mimarlar daha iyi bilirsiniz tabi ki, ama ben böyle duymuştum. Dolayısıyla çözümle alakalı böyle bir kavramsallaştırma, işin niteliğiyle alakalı olarak daha uygun olur” şeklinde konuştu.
Kamuoyunda çok sık sorulduğu için eğitim kampüslerine nakledilecek okulların şehir içinde kalan binalarının ne olacağı hususunun tartışma konusu olduğunu aktaran Bakan Avcı, şöyle devam etti:
“Daha önce da ifade ettiğim gibi nakledilecek okullarımızın binaları, daha küçük yaştaki öğrencilerimiz için ilkokul ve ortaokul olarak kullanılacak. Dolayısıyla eğitim amacıyla yapılmış olan hiçbir binamız başka bir amaçla değerlendirilmeyecek.
Biliyorsunuz daha önce 20 kampüsün veya mahallenin mimari projesini yapmıştık. Şimdi de 13 proje daha ekleyerek 33’e tamamlamış oluyoruz. Bunlar işletim sistemi olarak da, kısaca bilgi vermek gerekirse özel sektör kaynaklarıyla bu mahalleler gerçekleştirilecek ve 20 yıllık süre için kiralanacak. 20 yılın sonunda da kamuya, yani bize devredilecek. Böylece hem maliyeti 20 yılık bir süreye yaymış oluyoruz, hem de daha kısa bir zaman içerisinde ihtiyaç duyduğumuz nitelikli eğitim ortamlarına kavuşmuş oluyoruz.”
Projenin başlangıcında 10 bin öğrenci ölçekli olarak düşünüldüğünü hatırlatan Bakan Avcı, “Bunun çok rasyonel olmayacağı düşüncesiyle, öngörülen koşullarda herhangi bir eksiltmeye gitmeksizin hedef kitleyi 5 bine düşürdük. Bu sayede de öğretmen ve öğrencilerimiz inşallah, 10 bin kişi için düşünülmüş, fakat 5 bin kişinin hizmetine sunulan bu mekânlarda eğitim yapma imkânı bulacaklar” dedi.
Bakan Avcı, konuşmasının ardından yarışmada dereceye giderlere ödüllerini verdi.
3. Grup Eğitim Kampüsleri Mimari Proje Yarışması’nda Ödül Kazananların Tam Listesi İçin Tıklayınız
Dershanelerin Dönüşümüne İlişkin Taslağın 10 Gün İçinde Tamamlanması Planlanıyor
Törenin sonrasında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Avcı, dershanelere ilişkin takvimin netleşip netleşmediği ve bu ay içerisinde Meclise sevk edilip edilmeyeceğine ilişkin soruya “Onun için çalışıyoruz büyük ölçüde çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz” dedi.
Aralık ayında dershanelere ilişkin fiziki ve beşeri alt yapılarına ilişkin anketlerle ve görevliler aracılığıyla envanter çalışmasının yapıldığını hatırlatan Bakan Avcı, dershanelerin kaç dersliğinin bulunduğunun, müstakil bina olup olmadığının tespit edildiğini, öğretim kadrosunun durumu gibi bilgilerin de derlendiğini belirtti.
İlgili sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve dershane temsilcileriyle son bulguların paylaşıldığını aktaran Bakan Avcı, “Onlardan da görüşlerini aldık, görüşler değerlendirildikten sonra taslak çalışmamızı nihayetlendirip Bakanlar Kurulu’na sunacağız. Takvim daha önceden öngördüğümüz biçimde aksamadan sürüyor. Şu anda herhangi bir tarih veremeyiz, ama bir hafta, 10 gün içinde bunların hepsini derleyip, toplayıp netleştirmiş oluruz” diye konuştu.
Dershanelerle ilgili çalışmanın kamuoyuyla paylaşılıp paylaşılmayacağının sorulması üzerine Avcı, şunları kaydetti:
“Gayet tabi ilgili kamuoyuyla paylaşacağız. Biz daha önce hatırlarsanız geçtiğimiz ay içerisinde dört büyük dershane ve derneklerin şemsiye kuruluşlarıyla toplantı yapmıştık ve orada kendileriyle bunu paylaştık. Bu önerileri aldıktan sonra taslağımıza nihai biçimi vermeden önce onlarla tekrar görüşeceğimizi söylemiştik. Nihai istişaremizi de konuştuğumuz şekilde yapacağız.”
Dershanelerdeki Öğretmenlerin İstihdamı
İstihdam edilemeyen öğretmenlerin halk eğitim merkezlerinde istihdam edilip edilmeyeceğinin ve bu konuda ayrıntılarda değişiklik olup olmadığına ilişkin soru üzerine ise Bakan Avcı, “Sivil toplum kuruluşlarından, sendikalardan, dershane işletmecilerinden gelen öneriler var. Bunların hepsini tasnif ediyoruz. Dershane sektörü kendi içlerinde ciddi farklılıklar gösteriyor. Dolayısıyla bunların her birinin hangi tür dershanelere dönüşebileceği konusunda öneriler de farklılaşıyor. Bazıları özel okula dönüşme imkânına, kabiliyetine, alt yapısına sahip, bazıları sadece bir anaokulu olabilecek ölçekte alt yapıya sahip. Biz de bu seçenekleri, bütün bu dershane türlerine uyarlayabilecek şekilde zenginleştirmeye gayret ettik” şeklinde konuştu.
Dershanelerin Beşte Birinin Özel Okula Dönüşmesi Öngörülüyor
Katkılarından dolayı dershane yöneticileri, sendika ve STK´lara da teşekkür eden Bakan Avcı, dershanelerin kaçının özel okula dönüşebileceğine yönelik soruya, daha önceki envanter çalışmasındaki ilk bulguların, dershanelerin en fazla yüzde 20´si yani 5´te birinin özel okula dönüşebilir nitelikte olduğunu gösterdiğini, son çalışmalarında da benzer sonuçlar elde ettikleri cevabını verdi. Dönüşme kabiliyetine haiz olan herkesin illa özel okula da dönüşmeyi istemediğinin altını çizen Bakan Avcı, beşte birinin özel okul olmaya uyabileceğini düşündüklerini ifade etti.
Nihai kararın işletme sahiplerine ait olduğunu vurgulayan Bakan Avcı, özel okul olmak istemeyenlerin etüt eğitim merkezi, anaokulu, farklı bir kurs veya açık lise seçeneklerinden birine yönelik karar vereceğini dile getirdi. Özel okula dönüşmek için geçici bir süre özel okul açma kriterlerini esneteceklerine işaret eden Bakan Avcı, bu kriterle özel okula dönüşmek isteyenlerin sayısının artabileceğini kaydetti.
Dershanelerin dönüşemediği takdirde 2015´te de açık lise olarak faaliyet gösterip gösteremeyeceklerine ilişkin soru üzerine Bakan Avcı, 2015 Eylül ayı itibariyle dershanelerin dönüşmeye başlayacaklarını, 2014-2015 eğitim öğretim yılında dönüşebilenlere farklı teşvikler uygulanacağını dile getirdi.
Bakan Avcı, hepsinin kendilerine sunulan seçeneklere karar vermesi ve Eylül 2015´ten itibaren ona dönüşmek için gerekli düzenlemeyi yapmış olmasını beklediklerini ifade etti.
Bakan Avcı: “Görev Değişiklikleri Son Günlerin Aktüalitesiyle Değerlendirilmemeli”
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Millî Eğitim Bakanlığı’nda yapılmış ve yapılacak atamalar, çok önceden planlanmış ve doğrusu muhatapları tarafından da beklenen atamalardı. Biz özellikle bu yıl biliyorsunuz SBS´yi kaldırdık. Bunun yerine yeni bir uygulama başlattık. Bu gerçekten çok kapsamlı bir organizasyon gerektiriyor. O nedenle aslında bu atamaların yazın yapılması gerekiyordu. Fakat il millî eğitim müdürlerimizin kendi bulundukları yerde bu sınav organizasyonunu rahatça gerçekleştirebilmeleri için özellikle geciktirdik. Kendileri de bu gecikmenin nedenini biliyorlar” dedi.
İl millî eğitim müdürlerinin bir kısmının vekaleten, bir kısmının da görevlendirmeyle çalıştığını, bunun da özlük hakları konusunda sıkıntı yarattığını aktaran Avcı, görevlendirmeyle ve vekaleten görev yapan il müdürlerinin, asaleten atanan müdürlerin özlük haklarına sahip olmadığını kaydetti.
Bu nedenle il milli eğitim müdürleriyle yaptıkları toplantılarda, düzenleme konusunu kendileriyle paylaştıklarını ifade eden Avcı, değişikliklerin onların da talepleri olduğunu söyledi.
Herkesin durumunu netleştirmek istediğini dile getiren Avcı, “İl millî eğitim müdürlerimiz ve bakanlık müşavirlerimiz ve çalışanlarımızla ilgili, grup başkanlıklarımızla ilgili önceden planlanmış yer değiştirme niyetlerimiz vardı. Onların bir kısmını uygulamaya koyduk, daha da koyacaklarımız var. Bunları son günlerin aktüalitesiyle ilişkilendirerek değerlendirmek doğru olmaz” diye konuştu.
Bakan Avcı, il millî eğitim müdürlerinin büyük bir bölümünün, vekaleten veya görevlendirmeyle çalıştıkları için onların da durumlarını peyderpey değerlendirip, asaleten atanması uygun olanları asaleten atayacaklarını, yer değiştirmesi gerekenlerin yerlerini değiştireceklerini veya yerlerine yeni görevlilerin getirileceğini ifade etti.
Ankara’da şube müdürlüklerinde de görev değişikliği olduğunun hatırlatılması üzerine Bakan Avcı, “O da yine görevlendirmedir. Dolayısıyla Ankara İl Müdürlüğü’nde yapılan şube müdürlerine ilişkin görevlendirme iptali meselesi de aynı çerçevededir” diye konuştu.
Kaynak: http://www.meb.gov.tr/egitim-kampusleri-mimari-proje-yarismasi-odulleri-sahiplerini-buldu/haber/6612
.