Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması(Katılımcı) | Alper Aksoy Mimarlık
Facebook Instagram EN

Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması(Katılımcı)

proje yeri
HATAY
proje türü
Yarışma Projesi
işveren
Hatay Büyükşehir Belediyesi
proje yılı
2021
toplam inşaat alanı
m2
arsa alanı
m2
yapım tekniği
proje ekibi
Alper AKSOY, Mehmet Akif Kemerlioğlu, Mehmet Yasin ÇINAR, Dilara KAYAPINAR, Selin LENGERLİ GÜNDÜZ, Buse İNCİ, Esma YIKILMAZ, Mehmet FUTTU
durum
fikir projesi

 ‘1’  ASİ

    Asi nehri kaynağını Lübnan’dan alarak, kuzeye doğru Suriye topraklarından geçip; Eşrefli köyü yakınlarından Türkiye topraklarına dâhil olur. Antakya kentinin de ortasından geçen; kente karakterini veren doğal unsurlardandır. Şehrin kuruluş yerinin seçiminde etkili olan su kaynakları, şehir tarihinin her döneminde gündeme gelmiştir. Tarih öncesi yerleşimlere kadar uzanan Antakya kentini, önemli yapan şey bu su kaynaklarından olan Asi nehridir.

    Nehir yıllar içinde fiziksel değişimlere uğramış, bunlardan en bilineni nehir içinde bulunan adanın yok olmasıdır.  Roma döneminde ada içinde de imparatorluk sarayı olduğu haritalardan anlaşılmaktadır. Fakat değişen akım durumu şehirleşme faaliyetleri vb. sebeplerden nehir yatağı küçülmüş ada kaybolmuştur.

   Asi Nehri kentli için hem bir su kaynağı, hem tarım için bir gereklilik; özellikle antik çağda şehir için doğal bir sınır vazifesi görmüştür. Sınır durumuna örnek olarak; Antik Antakya kentini çevreleyen surların (bknz: Antakya zaman tüneli) nehir yakınına gelince nehrin de fiziksel sınır oluşturmasından kaynaklı boylarının kısaldığı, yer yer kesintiye uğradığı verilebilir. Nehir üzerine yüklenen sıfatlar dönem dönem değişmiş; çünkü Nehrin de karakteri değişmiş, nehirden faydalanma-beklenti biçimleri de farklılaşmıştır. Karakterler değişse de Antakya kenti için tarih boyunca Asi Nehri’nin fiziksel varlığı belirleyici bir öğe olarak sabit kalmıştır.

KAYNAKLAR-KILCALLAR

  Arfin çayı, Karasu Çayı, Muratpaşa deresi Asi nehrine bağlanmaktadır. Soğuksu ve Harbiye ise kaynaklardır.

     1975 yılında kurutulan Amik Gölü ise bölgenin önemli bir su rezervi idi. Bölgedeki tarım alanlarını artırmak, artan sıtma hastalığını önlemek amacıyla kurutuldu. Fakat bu kurutma işlemiyle gün geçtikçe alanın ekolojik olarak gördüğü zararlar ortaya çıkmaktadır. Gölde bulunan endemik canlı türleri yok olmuş; kuşların göç rotası üzerinde bir nokta iken zamanla bu türlerin de yok olmasına sebep olmuştur. Bununla da kalmayıp; alan yıllık yağış rejimine bağlı olarak kış aylarında su baskını, yazın ise kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır.

PROBLEMLER

1-TAŞKIN RİSKİ-DEBİ

     Asi Nehri’nin yıllık ortalama akımı DSİ. Çöğürlü akım istasyonu verilerine göre 72,538 m3 /sn’dir. Ancak Asi Nehri’nin rejimi, Suriye’nin yapmış olduğu barajlar nedeniyle değişime uğramıştır. Kış mevsiminde debisi yükselen nehir, yaz aylarında yağışın azlığı, buharlaşmanın artması, Suriye’nin barajlardan yeterli su bırakmaması ve tarımdaki sulama gibi nedenlerden dolayı kuruyacak düzeye gelmektedir.

2-DÜŞÜK SU KALİTESİ

Asi Nehri için 1975 yılında ‘her türlü sulamaya uygundur’ ifadesi kullanılmaktadır (DSİ, 1975). Günümüzde bu durum sadece nehrin Lübnan’daki bölümü için geçerlidir. Sanayileşme, hızlı nüfus artışı ve aşırı miktarda tarımsal ilaç kullanımı gibi sebeplerden dolayı nehir aşırı kirlenmeye maruz kalmakta ve kullanılamaz hale gelmektedir. Özellikle yaz aylarında nehrin su miktarının azalmasıyla kirliliğin en üst seviyeye ulaştığı görülür. Yapılan araştırmalar Asi Nehri sularının Suriye’de aşırı kirlenmeye maruz kaldığını göstermektedir. Bunun nedeni endüstriyel atık suların arıtılmadan nehre boşaltılması, tarımsal faaliyetler ve kontrolü sağlanamamış kanalizasyon atıklarıdır (United Nations, 2002).

3-ZAYIF NEHİR PEYZAJI

Asi Nehrinin peyzajının değer kaybetmesindeki önemli faktörler, eski beton kanal duvarları ve bunların nehir ile kent arasında geçirimsiz bir yüzey olarak kalmasıdır. Ayrıca bu kanal duvarlarındaki nehre bağlanan yağmur suyu boruları, görselliği bozmaktadır.

4-BİYOÇEŞİTLİLİK EKSİKLİĞİ

Asi’nin genel vejetasyonu, bitki türlerinin gelişim ve çeşitliliğini engelleyen nehir beton kenarları gibi kısıtlayıcı sebeplerle karşı karşıyadır. Ek olarak nehir ile kenti bağlayacak tampon yeşil alan eksikliği bulunmaktadır.

Endüstrileşme ve hızlı nüfus artışı ile Asi nehri kirlenmeden önce; nehirdeki biyolojik çeşitlilik yoğundur. Bunlar eski fotoğraflardan dahi anlaşılır. Nehir üzerindeki dalyanlar ve balıkçı tekneleri burada bir balık popülasyonu olduğunu göstermektedir. Ayrıca buna da ek olarak yine eski fotoğraflarda Asi Nehri üzerinde bulunan martılar nehirde yaşamın olduğunun ayrıca bir delilidir.

  Günümüzde zaman zaman nehirde görülen toplu balık ölümleri zaten az olan biyoçeşitliliği tehdit etmektedir. Asi Karaburun Balığı gibi Asi Nehrine özgü türler için çeşitli koruma çalışmaları olsa da nehirdeki canlılık her geçen gün tehdit altındadır.

5-YAYA ERİŞİMİNİN KISITLI OLMASI

Yaya yollarında dağınık yol sistemi ve mülkiyet durumuna bağlı olarak bağlantı eksiklikleri bulunmaktadır. Nehrin çeperinde bulunan yapıların çit ve duvarlar ile dışarıdan erişimi kısıtlıdır. Kentin merkezi bir konumunda olması sebebiyle de yoğun araç trafiğine sahiptir, bu da yayayı ikinci plana itmektedir.

POTANSİYELLER

1-TARİHİ MİRAS

   Tarih öncesi yerleşimlerden başlayarak Antakya birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Asi nehri gibi bir su kaynağına yakınlığı, Amik Gölünün beslediği Amik Ovası gibi verimli topraklara sahip olması sebebiyle her dönem yerleşim yeri olmuştur. Suya olan ihtiyaç dönem dönem Asi Nehri ve suyla kurulan ilişkinin değişmesine yol açmış; yeni önlemler, yöntemler geliştirilmiştir.

   *Bunlardan ilki köprülerdir. Antakya için de simgesel bir anlam taşıyan Taşköprü Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Taşköprü antik çağda şehre giriş kapısı özelliğindeyken, günümüze yaklaştığımızda eski ve yeni kent arasında bir geçiş birimi olarak işlevlenir. Fakat bu köprü Amik Gölü’nün kurutulması projesi kapsamında 1972 senesinde yıkılmış; yerine beton bir köprü inşa edilmiştir.

* Asi nehrinin suyundan faydalanmak amacıyla, dünyada da birçok örneği bulunan Su Dolapları(Naura)lar Asi Nehri kenarında da kurulmuştur. Bunlar  dönme kaynağını nehrin akış gücünden alır. Çark üzerinde toplayıcı elemanlarca alınan su taşıyıcı elemanın bağlı olduğu su kemerine aktarılır. Buradan da su istenilen yere taşınır.

  Mevcut kaynaklar zamanla büyüyüp gelişen şehrin artan su ihtiyacını karşılayamamıştır. Bu amaçla Silpius Dağı yamacından şehre doğru akış gösteren Parmenius (Onopnictes=Hacı Kürüş) Deresi üzerine, hem taşkınlardan korunmak hem de kış sularını depo etmek amacıyla bir bent inşa edilmiştir. Bu bent demir kapı olarak da bilinmektedir. Hem kente giriş kapılarından biri;hem de su depolama için bir unsurdur. Aynı zamanda Parmenius Vadisi yamaçlarındaki kaynak sularının toplandığı sarnıçlar yapılmıştır. Bu bent ve sarnıçlarda biriken sular, vadinin sağ ve sol yamacına yapılan iki ayrı kanalla ve su kemerleriyle şehre ulaştırılmıştır.  Bent ve su kemeri inşası kentin toplumsal hafızasında yer edinen, su ile ilişki kurma biçimlerindendir.

2-AÇIK ALAN

Asi Nehri ve çevresi, şehrin merkezinde ekolojik bir koridor yaratma potansiyeline sahiptir. Asi nehri bölgesine yapılacak olan restorasyon, biyolojik çeşitliliği destekleyecek, yeşil alan yüzdesini arttıracaktır. Aynı zamanda şehrin merkezinde olduğu için ticaret, işyeri ve konutlar arası açık alan, erişim noktaları ve yaya yolu devamlılığını da sağlayacaktır.

3-ATIK SU ARITMA TESİSLERi

Evsel atıkları temizlemeye yarayan Membran Biyoreaktör sistemleri, Asi nehrine pissu karışmasını engellemek için kurulmuştur. Bu tesislerin sayısının arttırılmasıyla Nehir için daha temiz bir senaryo mümkün olacaktır.

 

MÜDAHALE

Asi nehrinin yarışmaya konu olan bölümü için geliştirilebilecek öneriler alanın problemleri ve potansiyelleri arasında bir denge kurmak şeklinde ifade edilebilir. Asi nehrine genel yaklaşım 3 hedef üzerinden olmuştur

1-Asi nehrinin temizlenmesi, kokunun giderilmesi

2-Nehirdeki biyoçeşitliliğin artırılarak asi nehrinin kent içinde ekolojik bir koridor haline getirilmesi

3-Asi nehrinin sağlıklaştırılması ile nehir çeperindeki kent yaşamının ve kamusallığın canlandırılmasıdır.

 İlk olarak Asi nehrinin yarışma alanı sınırlarında kalan kesimi için suyun debisini sabit tutmak ve müdahale alanı yaratmak amacıyla bent kurulmalıdır. Bent fikirsel kaynağını, Antakya’nın eski su bentlerinden alır. Su, bentler arasında daha müdahale edilebilir bir konumda olacaktır. Böylelikle nehirdeki atık su, koku vb. problemleri çözmek daha kolay hale gelecek, alanın biyolojik çeşitliliğine katkı sağlayacaktır. Ayrıca sabit kalan debi sayesinde kanolar vs. gibi ulaşım araçları ile Nehir yüzeyi erişilebilir hale gelecektir.

 Asi nehri gibi akış hızı yüksek bir nehirde bentler kurabilmek için; havza görevi yapacak tampon alana ihtiyaç duyulacaktır. Kurutulmadan önce Amik Gölü tam da böyle bir işlev görmekteydi. Yine eski göl havzası tarafında oluşturulacak yapay göl; suya hakimiyeti kuvvetlendirecektir. Ayrıca alan göçmen kuşların göç rotası üzerinde bulunduğundan kuşlar için de bir ekolojik alan yaratılabilir. Böylelikle kurutulan Amik Gölü havzasındaki canlı popülasyonu tekrar canlandırılabilir.

Nehir’e karışan evsel atıkları temizlemek için kurulan Membran Biyoreaktör Sistemleri Tesisleri sayıca çoğaltılıp, nehrin kirlilik seviyesi düşürülebilir. Ayrıca nehir suyuna karışan atık suların ayırt etmek için nehir uzamı boyunca kanallar önerilmiştir. Bu kanallar evsel atık, yağmur suyu vb. olguları nehirden ayıracaktır. Böylelikle nehir kendi sınırları içinde temiz kalacak; nehrideki biyoçeşitlilik tekrar canlandırılacaktır.

-YENİ YAĞMUR SUYU BORU SİSTEMİ

Mevcut durumda Asi Nehri’ne yağmur suyu çıkış hatları bulunmaktadır. Mevcut yağmur suyu borularının, Nehrin iki tarafına yerleştirilen Yağmur suyu kutuları ile Asi’ye deşarjı engellenecektir. İlk yağmur suyu ve atık su karışmış yağmur suyu bu kutularda toplanarak mevcuttaki ve yeni önerilen arıtma tesisine yönlendirilecektir.

İlk yağış zamanında atık su, yağmur suyu ve ilk yağmur suyu farklı borulara ile toplanacaktır. Yağış devam ettiği süre içinde, daha temiz olan yağmur suyu, ‘yağmur suyu kutusu içinde toplanacaktır. Kutu dolduğu zaman, su taşacak ve dereye tahliye edilecektir.

 

 

 

‘2’  ULAŞIM STRATEJİSİ

Bir önceki bölümde bahsedilen Asi nehri, eski ve yeni kent arasında bir eşik niteliğindedir. Kentin iki parçasının etkileşimi köprüler ile sağlamaktadır. Eski kent-doğu yaka- antik çağ şehir düzenine uygun ızgara planlı bir kent iken; kentin batı yakası Fransız şehircilik izlerini taşımaktadır. Batı yaka ışınsal yollar dairesel odaklar ile biçim bulur. Bu iki kent parçası arasındaki etkileşimi sağlayan köprülerden en önemlisi -ve yarışma alanı kapsamındaki- Ata köprüsüdür. Ata köprüsü kentin önemli trafik geçiş ve kavşak noktası niteliğindedir. Ayrıca Cumhuriyet meydanın da belkemiğidir.

Yarışma alanının Kentin tam da merkezi olması sebebiyle yaya erişim önceliği, kamusallık gibi niteliklerin daha ön plana çıkması kulağa hoş gelmektedir. Fakat Antakya kenti özelinde bu yarışma alanında araç-trafik gibi unsurları göz ardı etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Zira alan eski kent ve yeni kent arasında araçlar için merkezi bir geçiş noktasıdır. Belediye, bankalar, ticari merkezlere yakınlık gibi yoğunluk barındıran yapılar çeper niteliğindedir. O halde buraya yapılacak müdahale, yaya akışını önceleyen, araç trafiğini göz ardı etmeyen; paylaşımcı bir nitelikte olmalıdır.  

Motorlu Taşıtla Erişim

    Şehrin batı yakasında Cumhuriyet meydanı ve çevresinde yavaşlatılmış trafik uygulanması ile yayalar içinde daha erişilebilir bir alan yaratılabilir. Atatürk Caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Adnan Menderes Caddesi ve Gündüz Caddesi ve Ata Köprüsü üzerinde bu yavaşlatma önerilmiştir. Bu alanlarda asfalt yer döşemesi kaldırıp * malzemesi kullanılarak yavaşlatma kolaylaştırılabilir. Dönemin Roma Köprüsü nehir yatağında bulunan eski kalıntıları ve yeni korten çelik malzeme ile tekrar canlandırılmıştır. Köprü üzerinde de taş malzeme devam ederek; yavaşlatılmış trafiğe katkıda bulunacaktır. En fazla 30km/s hızla hareket eden araçlar yayalar için de bir tehdit unsuru olmaktan çıkacaktır.

    İnönü Caddesi için ise paylaşımlı yol önerilmiştir. Burada araç hızı max 10km/s olacaktır. Paylaşımlı yol-shared zone- aynı anda yaya, bisikletli, ve araçlar için kullanılabilir niteliktedir. Kaldırım, yol vb gibi döşeme kot farklılığı yoktur. Araçlar yavaş olduğundan alan yaya kullanımı ile öne çıkmaktadır. İnönü Caddesi’nin yıkılan işhanının önünden geçmektedir. Bu sebeple bu yıkımla ortaya çıkan boşluğun kente katıldığı noktada paylaşımlı yol yaratılması fikri; çoğulculuğa katkı sağlar. Ayrıca paylaşımlı yollara ve Ata köprüsüne ücretli geçiş uygulaması(OGS) öngörülmektedir. Buradaki amaç maddi bir kardan ziyade, araç geçişini azaltmaktır. Araç geçişinin azalmasıyla beraber Nehir çevresindeki karbon salınımı ve gürültü kirliliği de azalacaktır. OGS’den elde edilen gelirin, ilk bölümde anlatılan Asi nehri ıslahı için ’ASİ EKOLOJİ FONU’  adı altında toplanması hedeflenmektedir. Alan toplu taşıma, motosiklet, bisiklet kullanımı hariç ücretli hale gelecek, buradan elde edilen gelir de Asi Nehri için harcanacaktır. Burayı tercih etmeyen sürücüler alternatif güzergâhlar üzerinden ulaşımlarını sağlayacaktır.

Araç trafiği ya da erişimi konusunda araba harici Antakya kenti için motosiklet kullanımı da göz önünde bulundurulmalıdır. Antakya kentinde motosiklet kullanımının yaygın olduğu görülmektedir. Motosikletliler için alternatif parklar proje kapsamında önerilmiştir.

 Bir diğer alternatif olarak Alan içinde Shuttle Ring güzergahları belirlenmiştir. Yaşlı, engelli ya da yürümeyi tercih etmeyen kimseler için alternatif bir ulaşım aracı olarak alanda kullanılması öngörülmektedir.

 

Bisikletle erişim

    Hatay ulaşım ana planında alternatif bisiklet yolları planı baz alınarak; alan ve yakın çevresinde alternatif bisiklet yolları önerilmiştir. Bu öneriler yapılırken rotaların alternatif olarak odaklanacağı 2 nokta belirlenmiştir. Bunlardan ilki Cumhuriyet Meydanı, ikincisi ise Vakıflar işhanının yıkılması ile elde edilecek yeni kent boşluğu alanıdır. Bu noktalar üzerine alternatif bisiklet parkları önerilmiştir.

  Alan içindeki mevcut araç yollarına eklemlenen bisiklet yolları; bu araç yollarını daraltmıştır. Bu daraltma yavaşlatılmış veya paylaşımlı yol stratejisi için araç hakimiyetini azaltıcı olumlu bir katkıdır.

 

Yaya erişimi    

Yaya için belli bir yol tarif etmek, sınır tanımak doğru değildir. Yaya kılcallara sızar, her yere erişir. Bu erişimin niteliğini tartışmak doğrudur. Erişim nitelikleri arttırmanın yolu araç trafik yoğunluğunu yok saymadan seyrelterek yayayı öncelemektir.

    Yaya odaklı kent dokusu eski Antakya sokaklarında görülebilir. Her ne kadar döneminde araçlar için tasarlanmamış olsa da sokaklar tek bir aracın geçebileceği niteliktedir. Sokağın zemin döşemesi Romalılar döneminden kalan geleneksel arık düzeni ve taş döşemesi şeklidedir. Taş unsuru araçlar için doğal bir hız yavaşlatma sebebidir. Böylelikle yaya araçtan daha ön plana çıkmaktadır. Yarışma alanına kılcallar ile bağlanan bu dar sokaklardan ilki 40 Asırlık Türk Yurdu Caddesidir. Cadde çoğunlukla Osmanlı döneminin önemli yapılarını barındırır. İsmini ise Atatürk’ün Hatay’ın vatana katılması sürecinde söylediği cümleden alır. Bu caddenin bir diğer önemi Antakya kentinin kuruluşundan beri süregelen Kurtuluş Caddesi’ne bağlanmasıdır. Kurtuluş Caddesi Roma döneminin ‘Kolonatlı Caddesi’dir. Antik kentin forumunun, dükkanlarının olduğu şehrin önemli bir aksıdır. Hatta kimi kaynaklara göre dünyada aydınlatılan ilk caddedir; ki bu da gösterir ki Antakya kenti antik dönemden beri gece yaşayan bir kenttir. Bu tarihi aks günümüzde de kentin önemli arterlerindendir. Kurtuluş Caddesi yarışma alanına, 40 Asırlık Türk Yurdu Caddesi’nden bağlanır. Önemli yaya sirkülasyonu bu cadde üzerinden yarışma alanına dahil olacaktır.

  Yaya her ne kadar her yere sızsa da Antakya ve yarışma alanı özelinde Asi nehrinin eşik ve ayrıcı özelliğinden kaynaklanan iki kent parçası arasında bir erişim eksikliği meydana getirir. Bu her ne kadar köprüler ile aşılmaya çalışılsa da yaya kullanım yoğunluğu fazla olan odak olarak nitelendirebileceğimiz alanlar arasında bir sirkülasyon kopukluğu hala devam etmektedir. Bu odaklar arasından ilki Atatürk Parkı’dır. Kent merkezinde yeşilin yoğun olarak deneyimlenebileceği bir yerdedir. Bir diğer odak Vakıflar işhanının yıkılması ile elde edilecek olan boşluktur. Yine batı yakasında günümüzde kültür merkezi olarak kullanılan ve önündeki kıyı şeridinin sadece yaya deneyimine açık olan kısmı da taşıdığı kamusallık potansiyeli bakımından önemlidir.  Bu üç odak arası tanımlananacak iz, odaklar arası bağlayıcı bir unsur olacaktır. Atatürk parkında zeminde devam eden iz bir köprü ile Asi’yi kat eder yeni kentsel boşlukta bir sarmal oluşturup oturma birime dönüşür. Burada merkezileşen alanı karşılayıp domine aden ikincil bir odağa da zeytin ağacı yerleştirilmiştir. Zeytin ağacı Antakya’nın sembollerindendir ve sonsuzluk alt metni ile birleşir. Bu da Antakya’nın tarih öncesi çağlara dayanan geçmişine atıfta bulunmak için bir sembol olabilir.

  Odak noktalarına arası yaya yolu-izi önerisi çınar ve zeytin ağaçları ile tanımlanır. Odakların başlangıç bitim noktalarına yerleştirilen ağaçlar bir referans noktası ve tanımlayıcı bir hat oluşturur. Bu iz terazzo yer döşemesi malzemesinden imal edilecektir. Bu izi yer yer takip eden ve izin sarmala dönüştüğü yerde havuz a dönüşen ince bir su kanalı önerilmiştir. Öneri referansını eski Antakya sokaklarınki arık düzeninden alıp, güncel bir yorum biçimidir.

 

 ‘3’  ÇEPERE MÜDAHALE/ nehir-meydan çeperi

NEHİR ÇEPERİ

  Nehir kenarındaki mevcut beton kanal yüzeyleri nehir ve kent arasında geçirimsiz bir alandır. Bu alanı daha erişilebilir, kullanılabilir hale getirmek ve Asiye kentliyi yakınlaştırmak temel stratejidir. Bu sebeple mevcut beton kanal yüzeylerinin eğimi yayanın ulaşabileceği hale -nehrin sınırlarına dokunmadan- getirilecektir. Eğimi azaltılmış çeper üzerine kademeli bitkilendirme müdahaleleri ile ekolojik bir koridor yaratmak amaçlanmaktadır.

 Nehir çeperi ve kent arasında tasarlanan  bakı  terasları ile de yüzey çoğaltma, nehir ile görsel ilişki kurmak amaçlanmaktadır.

-EKOLOJİK DETAYLAR

Dere içi adalar, 2 adet bent ve kum tutucular akış hızını ayarlamak için yardımcı elemanlar olarak kullanılmıştır. Ayrıca nehir beton yan yüzeyleri bitkilendirilmiş; nehir koridoru boyunca kent ile nehir arasında bir arayüz olarak işlev görmesi amaçlanmaktadır.

-BİTKİSEL TASARIM

Alçak setler

Düşük kotta bulunan setlerde, dere yatağına yakınlıktan dolayı su toleransı yüksek bitkilerden dikkatli bir seçim yapılmıştır. Bu vejetasyon tipi suyu arıtacak ve aynı zamanda yeni fauna ve flora habitatları oluşturacaktır.

Orta/Yüksek Setler

Orta seviyedeki bitkiler peyzajı güçlendirebilmek adına, eğim boyunca kütlesel bitkilendirme için sınırlı çeşitte çok yıllık otsu bitki kullanımı tercih edilmiştir.

Nehir Kıyısı

Üst seviye nehir yolu boyunca yapılacak ağaçlandırma ile oluşacak peyzaj aksı, Asi için yeni bir odak oluşturacaktır. Çiçek açan kirazağacı dizisi, cadde peyzajını geliştirerek, Antakya için yeni bir nehir peyzajı sunacaktır.

 

 

MEYDAN ÇEPERİ

   Yarışma Alanı içinde bulunan mevcut bina cepheleri için ilk yaklaşım birbirinden farklı bina tabelaları ve cephe kaplama malzemelerini temizlemektir. Dükkanlar için tek tipe indirgenen bina tabelaları kendi içinde bir düzen oluşturacaktır. Gerekli yerlerde kaplama malzemesi olarak prekast kaplama önerilmiştir. Böylelikle bina cephelerinin nehre bakan yüzeyindeki karmaşa durumu en aza indirgenecektir.

  Mevcut durumda belli saatler arası araç geçişine açık Hürriyet Caddesi Osmanlı döneminden bu yana önemli bir Aks olan Saray caddesine bağlanmaktadır. Saray caddesi ve Hürriyet Caddesi kentin ticari canlılığını yaşatan yerlerdir. Dolayısıyla zemin kat kullanımı düşünüldüğünde sürekli bir yaya sirkülasyonu devam etmektedir. Antakya’nın sıcak iklimi düşünüldüğünde hem bir güneşten koruyucu eleman görevinde hem de sokak boyu sürekliliği sağlayacak nitelikte tenteler önerilmiştir.

   Alanın Güney batı kısmındaki Etnografya Müzesi, İl Sağlık müdürlüğü gibi yapıların etraftaki sınır duvarları kaldırılarak kamusallığın artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca Sağlık İl Müdürlüğü Binası’nın önceki işlevi olan ‘Halkevi’ temasıyla tekrar işlevlendirilmesi önerilmektedir. Atatürk parkının sağlamış olduğu yaya yoğunluğu gücü ile; yeniden işlevlendirilen ve bahçesi kullanıma açılan bu yapılar bölgedeki kamusallığını arttıracaktır.

 Kemal Paşa caddesi yukarısında bulunan ticari alan Osmanlıdan bu yana kullanılan yapılara sahiptir. Osmanlı’dan bu yana sürdürülen Han-çarşı geleneği günümüzde de yaşamaktadır. Hanlar alanı Kentin doğu yakası için önemli bir parçadır. Buranın yaya sirkülasyonu sürekliliği ve odak bölge olması, yarışma alanı için pozitiftir.

Ulu cami avlusu yön olarak tam da yıkılan vakıf İşhanı alanına yani yeni meydana bakmaktadır. Buranın beylikler öneminden bu yana burada ayakta durması, kullanım geleneği ve toplumsal bellekte edindiği yer ile kıymetlidir. Etkileşim alanı çeperinde bulunan Rum Ortadoks kilisesi ise ayrı bir dini geleneğin temsilcisi olarak belleklerde yer edinmiştir. Biribirne yakın alanlarada farklı dini temsil mekanlarının birarda bulunma hali, Hatay’ın nüfus bakımından çok renkli olduğunu kanıtlar niteliktedir. Sadece dini bakımdan değil, farklı yaş, cinsiyet, engel durumu vs gibi katılımcı süreçleri önceleyen bir kamusallık yaratma kaygısı ön plana çıkarılmıştır. Tasarımın sayfalar boyu anlatılan tüm bu girdileri bünyesine alıp, Hatay’ın bu çok sesli, çoğulcu kullanıcı grupları kapsayıcı nitelikte kamusallığı kente kazandırması hedeflenmektir.

 

 

Etiket:

copyright 2023